Kapalı (laparoskopik) kasık fıtığı cerrahisi minimal invaziv bir yöntem olarak transabdominal preperitoneal (TAPP) ve tamamen ekstraparietal (TEP) teknikleriyle dikkat çeker.
Bu yöntemler açık cerrahiye kıyasla daha az ağrı hızlı iyileşme ve düşük nüks oranları gibi önemli avantajlar sunar. Ancak bu avantajların sağlanabilmesi cerrahın deneyimine bağlıdır. Deneyimsiz cerrahlar komplikasyonlar ve yüksek nüks oranları ile karşılaşabilir. Avrupa Fıtık Derneği özellikle iki taraflı ve nükseden fıtıklarda laparoskopik cerrahiyi deneyimli cerrahlar için öncelikli yöntem olarak tavsiye etmektedir.
Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ahmet Bekin Kimdir?
Doğum Yeri, Tarihi
1983 – İstanbulUzmanlık Alanları
Fıtık cerrahisi, Reflü Cerrahisi, Obezite Cerrahisi, İleri Laparoskopik Cerrahi, Robotik Cerrahiİlgi Alanları
Lazerle Cerrahi Tedaviler, Minimal İnvazif Cerrahi, Single Incision Surgery, Endokrin Cerrahisi, Onkolojik CerrahiEğitim
2000 – 2006 Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi
2006 – 2011 İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi (Çapa) Genel Cerrahi Anabilim Dalı’nda Uzmanlık Eğitimi
Laparoskopik kasık fıtığı cerrahisi 1990’larda minimal invaziv bir yöntem olarak geliştirilmiş ve yaygınlaşmıştır. Bu teknik küçük kesiler ve özel cerrahi aletler kullanılarak gerçekleştirilir. Ameliyat sırasında fıtık bölgesinin güçlendirilmesi için sentetik bir ağ yerleştirilir ve bu ağ dokuların doğal iyileşme sürecine destek sağlar. FDA onaylı cihazlar ve materyallerle yapılan bu işlem açık cerrahiye göre daha az travma yaratır. Sonuç olarak hastalar genellikle daha kısa sürede iyileşir ve ameliyat sonrası dönemde daha az ağrı hisseder. Ayrıca laparoskopik yöntem estetik açıdan daha küçük izler bırakır ve günlük yaşama dönüş sürecini hızlandırır. Deneyimli cerrahlar tarafından uygulandığında güvenli ve etkili bir tedavi seçeneği olarak öne çıkar.
Laparoskopik Kasık Fıtığı Ne Zaman Kullanılır?
Laparoskopik kasık fıtığı cerrahisi belirli hasta grupları için etkili ve avantajlı bir tedavi seçeneği sunar. Özellikle bazı durumlar bu yöntemin öncelikli olarak tercih edilmesini gerektirir:
İki taraflı kasık fıtıkları
Tekrarlayan fıtıklar
Femoral fıtıklar
Şiddetli semptomatik fıtıklar
Hızlı iyileşme beklentisi olan hastalar
Estetik kaygılar ve minimal invaziv tercihler
Genel anesteziye uygunluğu olan hastalar
Laparoskopik cerrahi yalnızca estetik ve iyileşme süresi avantajları sunmakla kalmaz aynı zamanda komplikasyon risklerini de azaltabilir. Özellikle femoral fıtıklar ve tekrarlayan fıtıklarda sağladığı farklı anatomik perspektif sayesinde cerrahlar bu yöntemi daha etkin bir tedavi yaklaşımı olarak değerlendirir. Bununla birlikte önceki büyük karın cerrahileri geçirmiş olan hastalarda laparoskopik yöntemin uygulanabilirliği dikkatle değerlendirilmelidir.
*En iyi şekilde geri dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı öneririz.
Laparoskopik Kasık Fıtığı Kimler İçin Uygun Değildir?
Laparoskopik kasık fıtığı cerrahisi bazı hastalar için uygun olmayan bir yöntemdir. Bu durumda hastaların güvenliği ve cerrahi sonuçların başarısı için alternatif yaklaşımlar tercih edilir. Uygunsuzluk nedenleri mutlak ve göreli kontrendikasyonlar olarak iki grupta incelenir.
Mutlak Kontrendikasyonlar:
Genel anesteziye uygun olmama
Boğulmuş fıtıklar
Karın içinde sıvı birikimi
Göreli Kontrendikasyonlar:
Önceki büyük karın ameliyatları
Obezite
Büyük inguinoskrotal fıtıklar
Kan sulandırıcı ilaç kullanımı
70 yaş ve üstü olmak
Radikal prostatikomi öyküsü
Laparoskopik cerrahinin uygun olup olmadığını belirlemek için hastanın genel sağlık durumu mevcut hastalıkları ve fıtığın özellikleri dikkatlice değerlendirilmelidir. Her hasta için kişiselleştirilmiş bir yaklaşım benimsenmeli ve riskler minimalize edilmelidir.
Laparoskopik Kasık Fıtığı Nasıl Uygulanır?
Laparoskopik kasık fıtığı cerrahisi minimal invaziv bir yöntem olarak TAPP ve TEP teknikleriyle uygulanır. Cerrahi süreç dikkatli bir hazırlık ve özenli uygulama gerektirir.
Operasyon Öncesi Hazırlık:
Genel anestezi uygulanır.
Hasta sırtüstü yatar pozisyona alınır.
Trendelenburg pozisyonu tercih edilebilir.
Port Yerleştirilmesi:
TAPP yöntemi için üç port kullanılır.
TEP yönteminde karın içine girilmez, preperitoneal alan kullanılır.
Çalışma Alanının Oluşturulması:
TAPP yönteminde karbondioksit gazı ile karın içi şişirilir.
TEP yönteminde balonla preperitoneal alan hazırlanır.
Fıtık Kesesi İşlemleri:
Fıtık kesesi dikkatlice bulunur.
İçerik, karın içine geri itilerek onarılır.
Dolaylı fıtıklarda kese bağlanır.
Ağ Yerleştirilmesi:
Yaklaşık 10×15 cm boyutunda bir ağ kullanılır.
Ağ, kasık bölgesindeki zayıf alanları kapsar.
Sabitleme için dikiş, yapıştırıcı veya tutacaklar kullanılabilir.
Kapanış İşlemleri:
TAPP yönteminde periton kapatılır.
TEP yönteminde periton açılmadığı için bu adım atlanır.
Gaz boşaltılarak portlar çıkarılır.
Bu cerrahi yöntem özellikle deneyimli cerrahlar tarafından uygulandığında daha düşük komplikasyon ve nüks oranları sunar. Kullanılan ağın yerleştirme tekniği cerrahın tercihlerine göre değişiklik gösterebilir. Ayrıca operasyon sonrası bakım ve hasta eğitimi iyileşme sürecinde kritik bir rol oynar.
Laparoskopik Kasık Fıtığının Yan Etkileri Nelerdir?
Laparoskopik kasık fıtığı cerrahisi genellikle güvenli ve etkili bir yöntem olarak kabul edilir. Ancak bu prosedür sırasında veya sonrasında bazı yan etkiler ve komplikasyonlar gelişebilir. Bunlar ameliyat öncesi planlama cerrahın deneyimi ve hastanın genel sağlık durumu ile ilişkili olabilir.
Ameliyat sırasında oluşabilecek komplikasyonlar:
Damar yaralanmaları
Bağırsak yaralanmaları
Mesane yaralanmaları
Erken dönem postoperatif komplikasyonlar:
Seroma veya hematom
İdrar retansiyonu
Yara enfeksiyonu
Geç dönem postoperatif komplikasyonlar:
Kronik kasık ağrısı
Fıtık tekrarı
Ağ yerinden kayma veya erozyon
Testis komplikasyonları
Sinir yaralanmaları
Bu tür komplikasyonların önlenmesinde cerrahın tecrübesi ve dikkatli bir cerrahi teknik kritik bir rol oynar. Özellikle laparoskopik cerrahilerde komplikasyon oranları daha düşüktür ancak yine de tamamen riskten arındırılmış değildir. Hastaların ameliyat öncesinde olası riskler ve komplikasyonlar konusunda bilgilendirilmesi süreç yönetimi açısından önemlidir.
Laparoskopik Kasık Fıtığı Ne Kadar Başarılı?
Laparoskopik kasık fıtığı cerrahisi modern tıbbın sunduğu etkili ve güvenilir yöntemlerden biri olarak kabul edilir. Transabdominal preperitoneal (TAPP) ve tamamen ekstraperitoneal (TEP) gibi tekniklerle gerçekleştirilen bu cerrahi yöntem düşük nüks oranları ve yüksek hasta memnuniyeti ile dikkat çeker. Bilimsel araştırmalar laparoskopik kasık fıtığı cerrahisinin başarı oranlarının genellikle %95’in üzerinde olduğunu göstermektedir:
TAPP ve TEP teknikleri
Düşük nüks oranları
Yüksek hasta memnuniyeti
Hızlı iyileşme süreci
Minimal komplikasyon riski
Laparoskopik yöntemin başarısında cerrahın deneyimi ve kullanılan ekipmanların kalitesi önemli rol oynar. Özellikle iki taraflı veya nükseden fıtıklarda bu cerrahi yöntem daha iyi sonuçlar verir. Hastaların ameliyat sonrası dönemde ağrılarının azalması günlük yaşamlarına daha hızlı dönmelerini sağlar. Ayrıca hastane yatış sürelerinin kısalığı ve estetik avantajları da yöntemin tercih edilme nedenleri arasındadır.
Bununla birlikte cerrahinin başarısını etkileyen faktörler arasında hasta seçimi ve doğru teknik uygulama bulunur. Ameliyat sonrası komplikasyonların nadiren görülmesi ve ikinci bir operasyona ihtiyaç duyma oranlarının düşük olması laparoskopik yöntemlerin güvenilirliğini artırır. Bu cerrahinin gelecekte daha yaygın kullanılması eğitim programları ve teknik ilerlemelerle desteklenerek mümkün olacaktır.
Laparoskopik Kasık Fıtığına Nasıl Hazırlanılır?
Laparoskopik kasık fıtığı ameliyatına hazırlanmak için dikkat edilmesi gereken adımlar bulunmaktadır. Hastanın ameliyat öncesi sağlığı ameliyat süreci ve sonrası için önem taşır. Aşağıdaki başlıklar bu hazırlık sürecinde önemli noktalardır:
Sağlık Kontrolleri:
Kan tahlilleri
EKG
Gerekirse ek testler
Kullanılan İlaçlar:
Kullandığı ilaçları doktoruna bildirmek
Kan sulandırıcıları doktorun önerisiyle bırakmak
Yaşam Tarzı Değişiklikleri:
Sigara içmemek
Alkol tüketiminden kaçınmak
Ameliyat Öncesi Talimatlar:
Gece yarısından sonra yemek yememek
Su dahil hiçbir şey içmemek
Antibakteriyel sabunla duş almak
Ameliyat Günü:
Rahat kıyafetler giymek
Değerli eşyaları evde bırakmak
Ulaşım için bir yakından destek almak
Ameliyat öncesi süreç yalnızca fiziksel değil psikolojik olarak da hazırlığı içerir. Hastanın ameliyatla ilgili endişelerini doktoruyla paylaşması ve merak ettiği sorulara yanıt araması önemlidir. Ayrıca ameliyat sonrası bakım ve dikkat edilmesi gereken noktalarla ilgili bilgi sahibi olmak sürecin daha rahat geçmesini sağlar.
Laparoskopik Kasık Fıtığı Sonrası Bakım Nasıl Olmalı?
Laparoskopik kasık fıtığı cerrahisi sonrası bakım iyileşme sürecini hızlandırmak ve komplikasyonları önlemek için büyük önem taşır. Hastanın günlük yaşamına daha hızlı dönmesini sağlamak için belirli kurallara dikkat edilmesi gereklidir. Aşağıda ameliyat sonrası bakımın temel noktaları yer almaktadır.
Ağrı Yönetimi:
Hafif ağrılar için ağrı kesiciler
Şiddetli ağrılarda doktor önerisiyle opioid ilaçlar
Kabızlık riskine karşı laksatif kullanımı
Yara Bakımı:
Bandajların 24-48 saat içinde çıkarılması
Steri-striplerin kendiliğinden düşmesi beklenmesi
İlk 36 saat duş alınmaması
Hareket ve Aktivite:
Erken dönemde yavaş yürüyüşlere başlanması
İlk iki hafta ağır kaldırmaktan kaçınılması
Günlük aktivitelerin dikkatli şekilde yapılması
Beslenme ve Bağırsak Sağlığı:
Lifli gıdalar ve bol su tüketimi
Kabızlığı önlemek için dışkı yumuşatıcılar
Komplikasyon Belirtilerinin Takibi:
Yara yerinde kızarıklık şişlik veya iltihap fark edilmesi
Seromanın uzun süre geçmemesi durumunda doktora başvuru
İdrar yapma güçlüğü yaşayanlarda kateter ihtiyacı
Kontroller ve Uzun Vadeli Takip:
İlk kontrol ziyaretinin 7-14 gün içinde yapılması
Uzun süreli ağrı durumunda uzman görüşü alınması
Laparoskopik kasık fıtığı ameliyatından sonra hasta yaşam tarzında yapacağı küçük değişikliklerle iyileşme sürecini hızlandırabilir. Sigara kullanımı yara iyileşmesini olumsuz etkileyebilir bu nedenle bırakılması önerilir. Ayrıca fiziksel aktivitelerde aşırıya kaçmadan düzenli egzersiz yapmak iyileşme sürecine olumlu katkı sağlar. Bu süreçte her türlü şüpheli durumun doktora bildirilmesi önemlidir.
